Kamuoyuna Saygıyla Duyurulur!

YERLİ İLACI KİM İSTEMEZ Kİ?

Yerli İHA’larımız göklerde ve kahraman ordumuzun hizmetinde. Yerli otomobil, asfalta inmek için gün sayıyor. Bu güzel haberleri okurken, ilgili firmalar ve işadamlarımız da büyük bir özveri ile çalışıyor. Yerli ve milli duygularla hareket eden, para kazanmayı değil; millete ve ümmete hizmet etmeyi önceleyen güzel örneklerin ilaç sanayiimizde de olmasını hepimiz arzu ederiz.

Türkiye’de en çok ciro yapan 100 ilacın 95’i ithal, yerli dediğimiz ilaçların da birçoğunun etken maddesi hala yurt dışından ithal ediliyor.

Hal böyleyken, yerli ilaç firmalarının Türkiye’nin ihracat/ ithalat dengesini ithalat aleyhine düzelten yatırımlar yapması; ağrı kesici, ateş düşürücüden ziyade “yüzde yüz yerli” insülin, hormon preparatları, kanser ilaçları üretmesi hepimizin en büyük dileği..

Fakat yerli kavramını suistimal ederek, etkinliği bilimsel olarak kanıtlanmamış formülasyonların üretilmesi, MR ve SR gibi formların “sadece kutu üzerine yazılarak” devletin cebinden milyonlarca liranın alınması da ortadaki en büyük problemlerden.

Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu(TİTCK); ülkemizde ilacı düzenleyen en üst kurum. Sağlık Bakanlığı’na bağlı olarak çalışan ve ülkemizin yetiştirdiği, alanında uzman bilim adamlarını da bünyesinde barındıran bu kurum; yerli ilaç ve tıbbi cihaz konusunda tam bir şuurla çalışmaktadır. Cari açığın artmasında hatırı sayılır paya sahip ilaç ve tıbbi cihazda, yerli ve millileşme adına yapılan çalışmaların yakın zamanda meyvesini vereceğine inanıyoruz.

Medyanın toplumun ve ülkenin menfaatine olan hususlarda kılı kırk yarması gerekmesinin yanı sıra, haber yapılırken bir iddia ile suçlanan taraftan da görüş ve bilgi almak en temel basın ahlak ilkesidir.
19 Şubat 2018 tarihinde Yeni Şafak gazetesinde yer alan -ve devletimizin stratejik kurumları arasında olan- TİTCK’yı hedef alan haberi ve içeriğini kabul etmemiz mümkün değildir. Vatandaşına, yerli ilaç adı altında “yerli zehir” sunulmasına müsaade etmeyen, başında devlet övünç madalyası sahibi ve 15 Temmuz gazisi bir başkanı olan TİTCK’nın yıpratılması ve aleni hedef gösterilmesi kimleri memnun eder; düşünmek gerekir.

Bir örnek vermek gerekirse; çeşitli bilimsel yayınlarda “bir haftadan fazla kullanılmamalıdır, aksi takdirde kardiyak problemlere sebep olabilir” şeklinde uyarılara sahip bir ilacın  ülkemizde “yerli” adı altında uzun süreli tedavilerde kullanılmasını engelleyen ya da hepatotoksik (karaciğere ciddi zarar veren) yan etkileri kanıtlanmış bir etken maddenin, sırf devlete daha pahalıya satmak için gereksiz yere bir ilaca ilave edilmesine karşı duran TİTCK’ya bu satırlarla teşekkür etmek isteriz.

Müşahede edildiği üzere; bir gazeteci, yönettiği gazetesinden ülkemizin sırlarını ifşa etti. Sonunda yurt dışına kaçtı ve hala oradan ülkemiz ve hükümetimiz aleyhine çalışmalar sergiliyor. Basın özgürlüğü kavramı ne kadar suistimale açıksa, ‘yerli’ kavramı da buna benzer bir şekilde suistimal edilmek isteniyor.

Ülkemizin feraseti açık bürokratları, bu oyunları bozmaya muvaffak olacaklar ve arkalarında yine bu millet duracaktır.

Kamuoyuna saygıyla duyururuz.

kamuoyu2